2024 ve 2025 Yılları İçin Güvenlik Ekiplerinin Göz Ardı Etmemesi Gereken 5 Fidye Yazılımı Trendi

Fidye yazılım prosedürleri geliştikçe, güvenlik takımları için ortaya çıkan tehditlerin bir adım önünde olmak giderek ehemmiyet kazanıyor. Fidye yazılımı alanında geliştirilen yeni tahlillerle birlikte, işletmelerin güvenlik stratejilerini güncellemesi gerektiğini tabir eden Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Yöneticisi Alev Akkoyunlu, 2024 ve 2025 yılları için işletmelerin uygulaması gereken en değerli 5 fidye yazılımı trendini paylaşıyor.

Siber atakların artış gösterdiği günümüzde, güvenlik takımlarının daima olarak yenilikçi ve tesirli stratejiler geliştirmesi kritik kıymet taşıyor. Dijitalleşme, uzaktan çalışma modelinin yaygınlaşması, siber atak araç ve tekniklerin gelişmesi üzere birçok etken, daha fazla kuruluşu amaç haline getiriyor. Güvenlik gruplarının bu dinamik tehdit ortamında aktif bir halde çaba edebilmesi için proaktif yaklaşımlar geliştirmesi ve mevcut savunma düzeneklerini daima olarak gözden geçirmesi gerektiğini belirten Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Yöneticisi Alev Akkoyunlu, “Güvenlik takımlarının karşılaştığı bu yeni tehdit ortamı, daima bir risk idaresi ve tedbir alma sürecini zarurî kılıyor. Fidye yazılımdaki data sızıntıları, manuel hackleme, IoT aygıtlarındaki güvenlik açıkları ve tedarik zinciri genişlemesi üzere yeni usuller, güvenlik takımlarının tedbir alması gereken yeni zorluklar olarak ön plana çıkıyor.” açıklamasında bulunarak 2024 ve 2025 yılları için işletmelerin uygulaması gereken en kıymetli 5 fidye yazılımı trendini paylaşıyor.

1. Veri Sızıntısı: Fidye yazılımı kümeleri, kurbanlarının datalarını sırf şifrelemekle kalmıyor, tıpkı vakitte bu dataları çalarak ifşa etme tehdidiyle de manipüle ediyor. Bu durum, data güvenliğinin sadece şifreleme ile değil, tıpkı vakitte data sızıntılarına karşı da korunması gerektiğini gösteriyor. 

2. Manuel Hackleme Akınları: Otomatik yazılımlar yerine, siber hatalıların manuel hackleme metotlarını uygulaması, daha hedeflenmiş ve ziyanlı akınların gerçekleşmesine imkan tanıyor. Bu çeşit taarruzlar, güvenlik açıklarını keşfetmek için daha fazla vakit harcayan ve hedeflenen sistemlerde daha derinlemesine bilgi edinmeyi amaçlayan formülleri içeriyor. Güvenlik gruplarının bu tıp sofistike taarruzlara karşı hazırlıklı olmaları, işletmelerin sürdürebilirliği için hayati değer taşıyor.

3. Uç Ağ Aygıtlarındaki Güvenlik Açıkları: IoT aygıtlarının yaygınlaşmasıyla birlikte fidye yazılımı akınlarının yeni amaçları haline geldi. Uç ağ aygıtlarındaki güvenlik açıkları, siber hatalıların hücumlarına kapı açarak, işletmelerin ağlarına sızmalarına neden oluyor. Bu nedenle, IoT güvenliği ve aygıtların daima güncellenmesi büyük ehemmiyet arz ediyor.

4. Tedarik Zinciri Genişlemesi Taarruzları: Fidye yazılımcıları, tedarik zincirinin zayıf halkalarını maksat alarak, daha büyük tertiplere erişim sağlama fırsatı yakalıyor. Bu hücumlar, tedarik zincirinde yer alan küçük işletmelerin güvenlik açıklarından faydalanarak daha büyük kurumsal amaçlara ulaşmayı amaçlıyor. Kuruluşların, tedarik zinciri güvenliğine yönelik tedbirler alması, bu tıp tehditlere karşı savunmaların güçlendirilmesinde kritik rol oynuyor.

5. Şifre Zafiyeti: Siber güvenlikte en yaygın tehditlerden biri olan şifre zafiyeti, bilhassa kurumlara dışarıdan destek veren 3. parti işletmelerin bilgileri sızdırmasından kaynaklanarak büyük meselelere yol açıyor. Bu durum, danışman firmalarda çalışan şahıslara verilen şifrelerin sızması sonucu fidye ataklarının gerçekleşmesine neden oluyor. Kolay lakin kurum için değerli olan bu ihmalin gerçekleşmesi, büyük maddi kayıpların yanı sıra prestij zedelenmesine yol açarak olumsuz tesirler yaratabiliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı